4 Nisan 2010 Pazar

ACI MAKALE







Çok büyük acıların gözyaşı olmaz,
göremezsin ağlandığını yaşayanlarda.
Çok büyük acıların sohbetide olmaz...
'Büyük acı' diye geçer anlatılmaz.
Sadece yaşanır.
Her an parlayacak bir yangın yeri gibi
tüter durur ömür boyu,
ruhun en ulaşılmaz köşesinde.

Çok büyük acıların tedavisi delirmektir aslında.
O yüzden her deli bir şairdir benim için.
Şairler onlar gibi olamadıkları için şair olurlar.

Ancak deliler bilirler hayatın.
O aşılmayacak dağların zirvelerinde dolanırlar bir ömür.

Çok büyük acıların ne şiiri olur ne de şarkısı.
Yazarın ''bak şu yıldıza'' diyebileceği kadar
yaklaşırsın o kadar.
Çok büyük acıların sadece bir benzeridir aşk.
Ayrılık varsa eğer, eğer bir zamanlar
sevildiğini hissetmişsen
daha kalıcı, olur daha büyük acı çekersin.
Aslında acı sevgiden dolayı vardır.
Yani sevgi olmazsa, acı da olmaz.
Ama benim gibi ''hayat sevgidir'' diyorsan eğer,
acısız hayat olmaz.

Acı, biraz da okul gibidir, büyütür insanı.
Onun diplomasıyla giremeyeceğiniz yer yoktur.
Dünyayı değiştirenlere bir bakın...
Hangi acılarla kavrulduklarını görünce
bana hak vereceksiniz.
Acıdan taşan sevgiyi doldurur...
Böyle sürüp gider hayat.

Mutluluk köprüsünün gişesinde ödernir acının bedeli.
Zamanlanması nedense hep böyledir.
O yüzden ağlanır
doğumlarda,
ölümlerde,
düğünlerde,
çocuklar okula başlayınca,
mezuniyet çaylarında,
bahar aylarında.

Yani bu kadar zorunlui,
gerekli,
olmazsa olmaz
bir karşı kefedir hayat terazisinde ACI.

Şimde sizlerle
yaşadığınız,
yaşamadığınız,
gördüğünüz,
göremediğiniz,
belki de farkında olmadığınız
evinizin bir köşesinde bakılmayı bekleyen,
siyah beyaz resimler var olan,
fakat hatırlayamadığınız
ACILAR AİLESİ'ni gözden geçirelim

Merhaba ben HÜZÜN,
sizinle tanıştığımda eminim en mutlu günlerinizdeydiniz.
Bebekliğinizi hatırlayın ya da ilkokul yıllarınızı.
Bir oyuncak, bir istenmeyen yolculuk,
anne-baba kavgaları...
Öyle ya da böyle en başında tanıştık sizinle.
Çok eski dostuz.
ilk vakitler sadece sonbahar ve kış aylarında dolanırdım
deniz kıyılarında, yazlık evlerin bahçelerinde
ve yanımda hep YALNIZLIK olurdu
(tek başına dolaşamaz o, hep birini ister yanında).
Bugünlerde mevsimler, mekânlar fark etmiyor.
Hatta YALNIZLIK da yok artık yanımda.
Çok kalabalık bir dost toplantısında bile
omzunuza konabilirim, zararım yoktur.
Belki sitem eder dostlarınız yüzünüzdeki ifademe o kadar.
Sizin olduğunuz her yer, biraz da benim artık.
Binlerce yıldır insanoğluyla birlikteyim.
Mağara duvarlarından başladık çalışmaya.
Hayatı anlamlandırmak için, güzel kılmak için...
Elinizden tuttum, sanat varsa benden dolayı var.
Ben ittim sizi,
ben güç vardim, ben zorladım...
Fena da olmadı yani...
Dünyayı birlikte yaşanılır kıldık.

Merhaba ben AŞK,
gerçek sevginin elçisiyim sadece.
Gerçek sevginin bedelini size verdiğim acıyla ödersiniz.
Hayatta herşeyin bir bedeli var.
Sevmek için ödemelisiniz.
Bir ömür bende takılıp kalanlara bakıoyorum da ne kötü...
''Stockholm Sendromu'' gibi, benden kurtulsanız
büyüyeceksiniz.
Ben varacağınız yer için, yol üstünde sizi hazırlayan bir
okulum.
Oysa sizi, beni hep hor kullandınız yüzyılardır.
Altın yumurtlayan tavuğun bir yumurtasıyım aslında.
Beni eritip
heykel yaptınz,
resim yaptınız, şiir, roman şarkı yaptınız
en acısı eğlendiniz benimle.
Hiç uğranmayacak sokaklarda sergilediniz,
Oysa ben, sadece gerçek sevginin bir elçisiyim.

Merhaba ben Korku,
kendimi tamamen anlatsam yok olurum belki.
Yalnız şunu söyliyebilrim, korkulacak bir şey değilim.
Anam korunma, babam özen göstermedir.
Beni siz büyüttünüz ve şimdi benden korkar oldunuz.
İnanın ben de sizden korkuyorum.
Anamla babamı unutacaksınız diye...

Merhaba ben Ayrılık,
aslında size hiç bir zaman ''merhaba'' demek istemem.
Kendimi anlatmam çok zor, övünmem de hoş değil
ama gerçekleri söylemek zorundayım.
Benim dersimden geçemeyen,
gerçek sevgiyi çok zor bulur.
Sadece büyük sevenlerin arasına giremem.
Bilmeyenlere sevgiyi öğretirim.
Hamsanız biraz yorulursunuz o kadar.
Beni ölüme benzetirler.
Hiç alâkamız yok.
Ben ondan güçlüyüm, beni yaşarken anlayabilirsiniz.

Merhaba ben Çaresizlik,
gerçekte hayallerini olmayacak şeylere
yoranlarda yaşarım
Amacım gerçek umutlar yaratabilmektir.
Beni en çok yalancılar kullanır,
birde cesareti olmayanlar...

Merhaba ben Anlatılmaz,
beni sadece anlatamayacak duruma getirdiklerim bilir.

Merhaba ben Ölüm,
Yaşam dediğiniz şey,
bendeyken gördüğünüz rüyadan ibarettir.

ERHAN GÜLERYÜZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder